Oyunu; amacın keşif ve uygulama olduğu, objelerin bu maksada göre kullanıldığı bir pratik olarak tanımlayabiliriz. Türlerin gelişimi ve hayatlarını sürdürebilmesi için oyun güçlü bir araçtır.
Piaget oyunu duyu-motor ve sembolik olmak üzere ikiye ayırır:
1)Duyu-motor: hareketlerin pratik edilmesi ve hakimiyeti yoluyla nesnelerin yönlendirilmesi,
2) Sembolik oyun: zihinsel temsillerin gelişimi sonrasında oluşan, sosyal dünyadaki olayları anlamak üzere gelişen bir beceri. Sembolik oyun genellikle olmayan elemenların nesneler, jestler ve dil yoluyla temsili olarak gösterilmesi şeklinde tanımlanabilir.
Duyu-motor oyunlar ve işlevsel oyunlar(objelerin tipik biçimde kullanılması: bardaktan su içme, tabaktan yemek yeme gibi) ile ilgili araştırmalarda otizmlilerin diğer gruplarla kıyaslandığında daha fazla tekrar, daha az yenilik, oyun planlarında daha az çeşitlilik gösterdiği bildirilmiştir.
Gelişimi normal seyreden çocuklar 3-4 yaşına kadar sembol kullanmıyorlar. Daha önce gelişen” mış ”gibi yapma oyunu sembolik oyundan farklı. Bunu daha çok işlevsel oyun olarak düşünebiliriz.
Otizmlilerde sembolik oyun ile ilgili olarak Lorna Wing’in(1977) araştırmasında şu sonuçlara ulaşılmış:
1) gelişim -fonksiyon düzeyi sembolik oyun kurmaya elverişli olsa da spontane sembolik uyun kurma yetersiz,
2)sembolik oyun kuran otizmlilerde aynı zihin yaşındaki çocuklara kıyasla oyunlar tekrara dayalı, basmakalıp ve çeşitlilikten uzak görünüyor.
Spontane oyun koşullarında otizmli çocuklar daha az işlevsel ve duyu-motor oyun hareketleri gösteriyorlar. Fakat bir yetişkinin model olması ve yönlendirmesiyle işlevsel oyun normal seviyeye yükselebiliyor. Bütün bu araştırmalarda asıl problemin sembolik oyun düzeyinde ortaya çıktığı hakim bir görüş.
Cohen ve Leslie’nin (1987) spontane oyun konusundaki deneyinin sonuçlarına göre otizmdeki sembolik oyun eksikliğinin zihinsel temsilde bir sorundan kaynaklandığı söylense de Lewis ve Boucher(1988) temsili objeleri kullanma konusunda bir sorun olmadığını ama oyun fikirleri üretme konusunda(spontanlık) bir eksiklik olduğunu ifade ediyor. Buna göre otizmlilerde sembolik oyundaki yetersizliklerin bir üretim sorunundan kaynaklanma ihtimali yüksek. 1) Fikir üretiminde eksiklik, 2) o anki durumdan yeni bir duruma geçme konusunda zorluk.
Sonuç olarak özellikle sembolik oyunun otizmde en önemli problem alanlarından biri olduğu ve kısıtlı olarak gelişse de spontanlıktan oldukça yoksun olduğunu söyleyebiliriz.
Çeviri: Metin Karakol