Merhaba Sevgili Anneler ,
İş buluyorum inanabiliyor musunuz ? Bakın hemde nerede çalışıyorum ;
12 Nisan 2017 perşembe ,sabah kalktım , uyku mahmuru , kahvaltı yaparken telefonum çaldı.Baktım bilmediğim bir numara . Açmak istemedim .Düşünüyorum düşünüyorum kim acaba , iş müracatı da yokki cevap için arasınlar .Hııı halıları vermiştim yıkamaya kesin onlardır dedim. Açtım .
-İyi günler …. hanım ile mi görüşüyorum
-Evet benim buyrun
-…. hanım ben sizi Ümraniye ….. İmam Hatip Ortaokulundan arıyorum , bir iş müracaatınız olmuş ilçe milli eğitime
-Düşünüyorum yooo derken, hıııı evet doğru geçen sene ingilizce kursuna giderken müracaat etmiştim, yine nisan ayı idi.
-Evet dedim
-Şuan çalışıyor musunuz
-Hayır çalışmıyorum
-Bizim ingilizce öğretmenine ihtiyacımız var , çalışmayı düşünür müsünüz ?
……… ne diyeceğimi bilemedim
– Ben eşimle bir görüşsem size haber versem olur mu ?
– Olur ancak durum biraz acil ne zaman haber verirsiniz? Eğer siz kabul etmezseniz diğer adayları arayacağım
-Tamam ben 1 saate kadar size geri dönüş yaparım dedim, kapattım telefonu.
Öylece kalakaldım, şoktayım,ne diyeceğimi ne yapacağımı bilmiyorum.Tam 1 yıl önce başvurduğum işten şimdi cevap geliyor ve okul imam hatip .Ben ve imam hatip okulu …. Nasıl olur ? Benim uzun eteklerim , başörtülerim yok ki diyorum içimden ( ay ne kadar cahilim ya:):)… ).
Hemen annemleri aradım çünkü biliyorum onlar sevinecek.Eşim haberi alan ilk kişi olmasın istedim. Belki de alay edecek , belki de sen ne anlarsın öğretmenlikten diyecek , belki de e git işte kolay iş diyecek , hor görecek … Sinirimi bozmak istemiyorum .Ben annem ve babamla konuşup bir karar vereyim ona en son söylerim.
Annemler sevindi ve onay verdi. Benim kafam hala imam hatip okulu olmasından dolayı karışık …
Uzatmıyayım
Deneyeceğim dedim. Dene , denemekten ne çıkar , zaten ücretli öğretmenlik , yapamazsan bırakırsın dedim.
Ama işin ilginç tarafı , arayan bayandan 1 saat süre istemiştim beni 40 dakika sonra “cevabınızı bekliyorum “diye tekrar aradı. “Acele öğretmene ihtiyacımız var kaybedecek günümüz yok” diyor , insana fırsat vermiyor.Tamam okula geliyorum dedim kapattım telefonu.
Aldım Bilgi Üniversitesi ‘nden aldığım sertifikayı gittim. Öğretmen olmadığımı hiç alakam bile olmadığını defalarca vurguladım. Özgeçmişim de mezun olduğum okullara baktılar sertifikam da var , onaylandı.
Öğretmen oluyorum , ingilizce öğretmeni 🙂
Sadece 2 ay için , olsun , zaten bakacağım yapabilecek miyim.
Elime evrakları tutuşturdular , “bunları hemen bugün , saat 16:00 a kadar tamamlayın lütfen” diye … Ne ! Şaka mı bu , ya bir durun haftaya , yarın filan diyorum” hiç vakit yok ,1 aydır çocukların dersleri boş geçiyor acil halletmeniz lazım” diyorlar.
Bildiğiniz evraklar , sağlık raporu , sicil kağıdı vb … o kadar koşturdum ve o kadar yoruldum ki anlatamam …
Bu arada eşimle görüştüm , sevindi , imam hatip olmasına daha çok sevindi ( biz biraz zıtız dır ,biraz değil baya hatta… ), git dene , gayet güzel bir iş dedi.
Evrakları tamamlayıp gittim okula , bu defa ” son yarım saat lütfen bunları acil bugün ilçe milli eğitime teslim edin” dediler.”Biz ancak yarın teslim ederiz ,o zaman da haftaya cuma ya kadar işlemler hallolur.Siz hemen teslim edin ki çarşamba günü işe başlarsınız” dediler.
Hani Artvin ‘e gittim sırf Karagöl ‘ ü görmek için ve göremeden gelmiştim.Birşey kısmet değilse ne yaparsan yap olmuyor bunu anlamıştım. Şimdi de bir kapı açıldı ve ben ne yaparsam yapayım erteleyemiyorum bile .Koşturarak oraya da gittim ve son 5 dakika kala evrakları teslim ettim.Bitti bu iş , öğretmen oluyorum .Haha şaka gibi , 40 değil 4000 yıl düşünsem aklıma gelmezdi , hem de ingilizce öğretmeni oluyorum .
Yahu 17 yıl ara verdim , unutmuşumdur diye kursa gitmiştim geçen sene , o kurstan aldığım belge ile öğretmen oldum, şaka gibi gerçekten inanılır gibi değil.
Ey Allahım sen bana neler yaşatıyorsun böyle.
Perşembe günü sabah 09:00 itibari ile derse girdim.
Vay arkadaş her sabah ilk ders dersim var , hatta haftada 26 saat dersim var ve 7 tane sınıf verdiler bana. Şaka mı bu ya !
4 tanesi kız sınıfı , 3 tanesi erkek sınıfı (erkekler ve kızlar ayrı sınıflarda , hatta koridorları da ayrı). Düşünün 6.ve 7.sınıfa giden 43 tane erkek çocuğu bir sınıfta …
Aman Allah’ım bunlar felaket bir şey .Bunlar nasıl zapdedilir ? Sesimi duyuramıyorum ki susturayım :):):)
Elimde müfredat yok , ne anlatacağımı bilmiyorum , hangi konudalar hangi konular işlenecek, plan yok , öğretmen kitabım bile yok , hiçbir şey yok elimde , dımdızlak başladım,çırpınıyorum resmen. Diğer sınıfların 2.dönem 2.yazılıları olacak bir hafta sonra benim sınıflarım 1.yazılıyı olmamışlar , idare bana hocam hemen sınav yapmanız gerekiyor diyor …
Ya bütün zor şeyler beni bulmak zorunda mı anlamıyorum .Ben böyle bir durumda nasıl sınav yaparım. Düşün düşün düşün beynimi yiyeceğim .Eveeeet aklıma bir çözüm geldi.
Çözümün adı ” Barış ” . Barış kim diyeceksiniz , Bilgi Ün.deki ingilizce öğretmenim .Bakmayın öğretmenim dediğime sonradan elim , kolum , arkadaşım oldu.
Kurs sırasında derdi bize hep ,” bir şey sormak isterseniz çekinmeyin arayın , yardım ederim” . Bana da: ” eğer işe başlarsan çeviri yapman gerekirse yardım ederim , ara , mesaj at… ” derdi de inanmazdım .Hııı tabi tabi hep öyle derler , eminim yardım edersin derdim içimden ve ….
Barış olmasa ben bu işi ya… Yapardım ama çok zor yapardım.
” Sakin ol panik yapma , ben sana kendi bilgisayarımda bir program hazırlar gönderirim ” dedi.
2 ay boyunca sayısız defa aradım-mesaj attım HEPSİNE cevap verdi.
Bir gece, ertesi gün anlatacağım konu hakkında bir şey sormam gerekti , korktum , çekindim önce, sonra saat 00:50 de mesaj attım ve o saatte bile cevap verdi .
Bir gün tenefüste, derste anlatacağım şeye bakıyorum ,” eyvah bunu bilmiyorum” dediğim bir şey oldu aradım Barışı meşgule bıraktı önce, mesaj attım, dersteyim dedi, ne olur derse gireceğim zil çaldı yardım et dedim , dersten çıktı bana cevap verdi ve öyle girdim derse …
Ve daha bunun gibi niceleri ….
Barış anlatılmaz bir adamdır. Bu yazılarımı okuyor , biliyorum ,çünkü hala arkadaşım , dostum,meslektaşım :):)
İyi ki yolum ingilizce’den, o kurstan geçmiş , iyi ki seni tanımışım Barış Saraçlı .
Her şey için tekrar teşekkür ederim. İyi ki varsın …
Ve bir gün çalışmaya başlarsam, iş ingilizcesi için yine kapını çalacağım :):)
Bir şey itiraf etmek istiyorum; ben gerçekten oğlumla ilgili yaşadığım bu süreçte şanslıydım, hep iyi insanlar , hep doğru insanlar çıktı karşıma . Size bir tavsiyede bulunayım ; ” şu hayatta insan biriktirin ” , evet para lazım , paranızda olsun , çalışın , biriktirin , yatırım yapın ama hayatın akışına kapılıp iyi insanları pas geçmeyin.
Ben hala bu iyi insanları hayatımda tutmaya çalışıyorum.En başta , Hatice hocam , oğlumun kreşinin müdürü, o hiç çıkmasın hayatımdan istiyorum , Metin bey , inşallah ona hiç ihtiyacım olmaz ama yinede hiç çıkmasın hayatımdan istiyorum , Merve hanım , Barış ve birkaç kişi daha …
Ben bu insanları kaybetmek istemiyorum. :):):):) Bu arada Barış da Boğaziçili dir :):):) ay çok gülüyorum kendime (anne de takıntılı çocuk takıntılı olmasın ne yapsın ) .
Neyse
Barış bu kadar şey yaptı benim için ve ben ona emeklerinin karşılığı olarak bir kahve bile ısmarlayamadım biliyor musunuz … (Çok yoğun çalışıyor , vakit ayıramadı bana 🙁 ) Yani yok , karşılık beklemek , istemek yok tamamen insanlığından ve yaptığı işe olan saygısından , sevgisinden yapıyor bunu .
Bir kez daha anladım ki öğretmenlik gerçekten gönül işi .Bu işi sevmeyen insan yapamaz mış.
2 ay su gibi akıp geçti. Çocuklar o kadar eksik ti ki gidip beden eğitimi derslerini aldım hepsine tekrar yaptım , konuları anlattım , her sınıfa yaptım bunu hemde ücret filan talep etmeden hatta idarenin haberi bile yok , öğretmenler ile paslaştık. Çok uğraştım gerçekten , boşveremedim , öğreteyim anlatayım istedim her şeyi .Benim oğlumda başka bir okulda başka öğretmenlerin elinde . Ona bir öğretmen bir şey öğretmesin ister miyim ? Bende bu çocuklara bunu yapamadım.
Her tenefüs bir şey için koşturdum , sürekli eksik tamamladım ki diğer sınıflar ile aynı seviyeye geleyim diye veee geldim .
Alt tarafı ücretli öğretmenlik amma büyüttün diyorsanız , aman sende kendini öğretmen mi sanıyorsun diyorsanız , ne var bunda bende yaptım ücretli öğretmenlik diyorsanız, vb … şeyler diyenler için söylüyorum ;
19 Nisan da başladım göreve ve 8 mayısta veli toplantısı vardı.
Ben ne yapacağım bu toplantıda , kaç günlük öğretmenim ki derken …
Girdiğim 7 sınıfın 7 sinin de velileri , hiç abartmıyorum hepsinde :
-Hocam seneye de siz gelin ne olur
-Hocam akşam evde hep sizi anlatıyor oğlum/kızım
-Aman hocam sakın seneye gitmeyin
-Oğlumun anlattığından daha güleryüzlüymüşsünüz ( :):)ağlamak ve gülmek konusunda ustayım demiştim :):) )
-Siz geldiğinizden beri kızım ingilizce çalışmaya başladı …..
…….ve daha bunun gibi birçok cümle duydum(aldığım çiçekler de cabası 🙂 ). İnanamadım . Toplantıdan çıktım bindim arabaya ağladım resmen .
Allahım teşekkür ederim . Bana bu duyguları yaşattığın için çok ama çok teşekkür ederim .Daha 1 ay bile olmadan bunları duydum ya , öğretmenlik kadar kutsal bir mesleğe beni layık gördün ve bunu başardım ya …
Şükürler olsun.
Sayfalarca anlatabileceğim kadar güzel anılarla dolu 2 ay rüya gibi geldi ve geçti …
Bana öyle bir şifa oldu ki … Barışın dediği gibi ” insanlar bunun 4 yıl okulunu okuyor ve ancak senin yaptığın kadar yapabiliyor bu işi ve hatta yapamayan da var , sen bunun okulunu okumadan başardın ” . Evet o toplantıdan sonra anladım :
Ben öğretmen oldum ! Başardım !!!
Oğlumu sorarsanız , o ingilizcede sınıf sonuncusu :):):):)
İlaca devam , puanları artıyor , Merve hanım devam .Hepsi gayet iyi , yolunda gidiyor .
Bu yazı da böyle olsun. Dilerim sıkmamışımdır sizi .
Hayat …. Süprizlerle dolu ve şunu bir kez daha anladım ki bir şey olmuyorsa, olmayacaksa zorlamamak gerekiyor .Ve bir şey olacaksa o kapı açılıyor ve kimse engel olamıyor .
Ve bir kez daha belirtmek istiyorum , insan biriktirin hayatınızda. Karşınıza çıkan kaliteli , düzgün , erdemli ve size yardımcı olan , size destek veren insanları kaybetmemek için çırpının,uğraşın,kaybetmeyin onları … O insanların desteği , yüreği , sıcaklığı , sohbeti ve varlığı para ile satın alınamaz ve şu hayattaki birçok şeyden kıymetli …
Sevgilerimle ,




